Canan Karatay: Sakın ama sakın içmeyin, kalbi durdurur

Canan Karatay şunları söyledi:Bunlar bağışıklık sistemini yok eder, bağırsakların düzenini alt üst eder, beyin fonksiyonlarını bozar
Ünlü hekim Prof. Canan Karatay, özellikle gençlerin ve aktif sporcuların kullandığı enerji içeceklerinin çok zararlı olduğunu söyledi ve uyardı, “Kalbi durdurabilir”. İşte ayrıntılar…

Prof. Karatay, bu kez enerji içeceklerini masaya yatırdı. Enerji içeceklerinin zararlarını mercek altına alan Karatay önemli açıklamalar yaptı ve enerji içeceklerinin zararlarını tek tek sıraladı. İşte o zararlar:
Enerji içecekleri kalbin aniden durmasına, hastanın komaya girmesine ve hatta ölümüne sebebiyet verebilir.
Çok miktarda enerji içeceği tüketmek uykusuzluk sorununu beraberinde getirir.

DEVAMI İÇİN GÖRSELELRE TIKLAYARAK İLERLEYİNİZ
Böbrek yetmezliğine sebep olabilir. Nitekim geçtiğimiz yıllarda bununla ilgili bir haber yayınlanmıştır. İsveç'te bir kişi, antrenmandan sonra birkaç kutu enerji içeceği içmiş ve ani gelişen böbrek yetmezliğinden vefat etmiştir.
Enerji içeceklerindeki şeker oranı yüksektir. Sürekli enerji içeceği tüketenlerin kilo nedeniyle diyabet hastalığına yakalanma riski var.
Enerji içeceğinde yer alan maddelerin bazıları, ilaçlarla etkileşime girerek çeşitli komplikasyonlar oluşturabilir. Bilhassa depresyon ilacı kullananlarda bu daha yüksek bir ihtimaldir.
Alkolle beraber enerji içeceği tüketmek resmen kendi canıyla oynamak demektir. Bunun bir örneği yine İsveç'te yaşanmıştır. 2 kişi alkol ve enerji içeceğinden yapılan bir kokteyl nedeniyle yaşamını yitirmiştir.
Canan Karatay şunları söyledi:
"Enerji içecekleri insan sağlığı için tam bir zehir. Tüm enerji içeceklerinde bolca mısır şurubu şekeri var. Üstelik diğer kimyasal maddeler de cabası. Bunlar bağışıklık sistemini yok eder, bağırsakların düzenini alt üst eder, beyin fonksiyonlarını bozar. Kısa süreli enerji verir ancak sonra insanı bitap düşürür.
Birkaç saatliğine verdiği o sahte, geçici mutluluk ve enerji insanları bağımlı hale getirir. Kalbe çok ciddi zararları var. Alkol gibi, hatta ondan daha hızlı bir şekilde karaciğerin yağlanmasına sebep olur. Sinir sistemine alkolden daha fazla zarar verir. Sindirim sistemini de allak bullak eder. Vücut direncini sıfıra indirir, sonra türlü türlü hastalıkların meydana gelmesi kaçınılmazdır.
Japonlar'ın çok tuhaf güzellik geleneği: Dişlerini siyaha boyayan kadınlar.
Her gün dişlerimizi beyazlatmak için macunlar, spreyler kullanıp soluğu dişçide alıyoruz. Fakat Japon kadınlar, siyah dişlerin daha makbul olduğunu düşünüyor. Bu siyah diş geleneği nereden geliyor?
Japonlar'ın çok tuhaf güzellik geleneği: Dişlerini siyaha boyayan kadınlar
Bu tuhaf Japon geleneğinin tarihi oldukça eski. Eski kitaplar ve çizimlerde bile geçiyor.
Bazı dönemlerde yasaklanmasına rağmen hala sürdürülen bu gelenek aslında sadece Japonya'ya has değil. Pasifik Adaları, Güney Amerika ve Uzakdoğu Asya'da da uygulanıyor.
Bu tekniğin ismi Ohaguro. Yani siyahlatılmış dişler anlamında bir kelime.
yüzyılın sonuna kadar da oldukça baskın bir güzellik normu halini alıyor. Bugün nasıl toplum içerisinde sapsarı çürümüş dişlerle bulunmak bizi rahatsız ediyorsa, o zamanlarda da siyaha boyanmamış dişler, çirkin olarak tanımlanıyordu.
Kadınların favorisi olsa da aslında zaman zaman erkekler de dişlerini siyaha boyuyordu.
Genelde evli kadınların tercih ettiği bir yöntem olsa da esasen Geyşa geleneğinde oldukça sık rastlanıyor. Erkeklerin de kadınların bu güzelleşme ritüelini kıskandığını söyleyebiliriz çünkü onların da bunu taklit ettiği rivayet ediliyor.
Aslında bunu yapmalarının sebebi, gülüşlerini daha çekici kılmak. Bunun içinde dişler, manzarayı bozan bir yığın gibi durmamalı demişler.
Özellikle evlenmek isteyen genç kadınların bu yöntemle kendilerini topluma daha güzel gösterdiği söyleniyor. Onlar için gülerken gözüken beyaz dişler, dış dörünüşünü bozmaktan başka bir işe yaramıyor. Eğer dişler gözükmezse, gülüşünün cazibesi çok daha iyi ortaya çıkabilir.
Bu aslında bir Aristokrat geleneğiydi. O yüzden toplumun her kesimine ulaşmıyordu.
Sadece bazı kadınların güzel gözükmeye hakkı varmış gibi algılanıyordu. Bu yüzden de dişlerini siyahlatamayan veya bunu tercih etmeyen kadınlar hem güzellik olarak hem de sınıfsal olarak dışlanıyordu. Zengin kadınların eğlencesi bir kutu siyah boyaydı...
Dişlerini siyaha boyayan kadınlar aynı zamanda cinsel olgunluğa eriştiklerini gösteriyordu.
Bu işlemi uygulayanlar genelde aynı sınıftan olsa da aslında bu dişlerin başka bir anlamı daha vardı. Eğer dişlerinizi siyaha boyayacak yaşa geldiyseniz cinselliğe de hazırsınız demekti. O yüzden evli, bekar kadınlar ve seks işçileri de dişlerini siyaha boyuyordu. 18 yaş altı genç kızların boyaması ise hoş karşılanmıyordu.
Boya nasıl bir şeydi?
İnce bir fırçayla sürülen diş boyası demir ve sirkenin karşımından oluyordu. Aslında sirke asidiyle sıvılaştırılan demiri dişlerinize sürüyorsunuz da denebilir. Tabii bunun insan vücuduna yararı değil zararı var. Hem uzun vadede diş rahatsızlıklarınızı fark edemiyorsunuz hem de vücudunuza demir sürüyorsunuz.
1800'lerin sonunda ise bu gelenek yasaklandı fakat kadınlar alışkanlıklarını terkmekte zorlandı.
Birçok kadının zehirlenmesi üzerine bu geleneği yasaklayan hükümet, aslında kadınlar için sağlıklı bir seçim yapmıştı. Fakat güzelleşme kaygıları kadınları bunu yapmaktan alıkoyamıyordu. Toplum içerisinde onaylanmak, sevilmek, takdir görmek sadece siyah dişle olabilirmiş gibi düşünüyorlardı. Oysa ki özgün ve sağlıklı tercihler yapmak mümkün.🙏🙏💖💖
Reklamlar
02 Ocak 2023
Reklamlar

Bunları da İzleyebilirsiniz

Narın olayının artık sonuna gelindi gibi. Yeni yağışlar kuvvetli geliyor! Sonunda İtiraf ettiler